Birlikte rol aldıkları Yol Arkadaşım 2 filminin sinema salonlarına damga vuran Oğuzhan Koç ve İbrahim Büyükak bilinmeyenlerini anlattı. Koç, Eser Yenenler’in Şöhret Kafası programı hakkında, “O yarışmayı üçümüz de yapsak tutmazdı. Yaptığımız film tutmasaydı da Eser’e bağlayamazdık” açıklaması yaptı.
Başrolü paylaştıkları Yol Arkadaşım filmi 2 milyonun üzerinde izlenince, İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç’tan ikinci adım geldi. İkili bilinmeyenlerini ve filmi Hürriyet’te anlattı.
Nasıl geçti çekim süreci, sizi çok zorlayan sahneler oldu mu?
– Oğuzhan: İbo ile iş yapmak çok keyifli de, bundan sonrası zor asıl. Ben bir daha kiminle nasıl film yapacağım? Adam öyle bir konfor alanı yarattı ki. Gidiyorum mesela, senaryoda aklıma yatmayan bir yer varsa soruyorum. Biliyorsunuz senaryo da İbo’nun. Ve bu müthiş bir lükstü. Kolay kolay hiçbir sinema setinde bulunabileceğini düşünmüyorum.
Senaryoda Oğuzhan Bey için değişiklik yaptınız mı hiç?
– İbrahim: “Ben şunu istemem”, “Ben şöyle gözükmek istemiyorum” gibi kaprisleri olan bir adam değil ki. Çok iyi giden bir müzik kariyeri var ve genelde müzik kariyeri iyi gidenler, çekimlerde “Aman şuram böyle çıkmasın, sol profilim daha iyi” gibi zorluklar çıkarır. Oğuzhan’da ise durum farklı. Zaten “Çok Güzel Hareketler Bunlar” döneminde komedi oyuncusu olarak kendini gösterdiği için, o konularda hiç sorun yaşatmıyor. Ama bazen diyor ki mesela “Bu cümle buraya uymuyor”. Ben de Oğuzhan’ın fikirlerine çok güvendiğim için söylediklerini dikkate alıyorum.
Eser Bey’in eksikliğini hissediyor musunuz?
– İbrahim: Nerede? (Gülüyor)
Ayrılmaz üçlü anlamında…
– İbrahim: Eser’in eksikliği diye bir şey yok. Senaryoyu yazdığım dönemde filmde Oğuzhan’ın olacağı da belli değildi. Hatta onun bu filmde olmasını en çok isteyen Eser. Onun da tek amacı bu filmin en iyi şekilde çekilmesiydi. O yüzden Ese belki bugün burada değil ama işin her kısmında bizim yanımızdaydı. Her zaman fikirleriyle bize destek oluyor. O yüzden bir gün bakarsınız Oğuzhan Olmaz, Eser olur, iki olur da ben olmam…
Peki Eser Bey’in programının tutmamasında, sizin orada olmamanızın etkisi var mıdır, ne dersiniz?
– Oğuzhan: Yok, konuyu formata bağlıyorum. Bence başarısız bir formattı. Daha doğrusu formatın orijinalini, İngiltere’de yapılan versiyonunu da izledim. Çok daha büyük ve çok daha geniş kapsamlı bir program. Bence buraya kötü uyarlandı. Bence Eser bu ülkedeki en iyi üç-dört yarışma sunucusundan.
– İbrahim: Bence de. O yüzden bizimle alakalı olduğunu hiç düşünmedim.
– Oğuzhan: O yarışmayı üçümüz de yapsak tutmazdı. Yaptığımız film tutmasaydı da Eser’e bağlayamazdık.
Belki seneye bir senaryoda Eser yanınızda olur…
– İbrahim: Her şey olabilir.
– Oğuzhan: Birden bir oyun yapıp turneye de çıkabiliriz ki var öyle planlarımız.
– İbrahim: Bizimki maddi temelli bir arkadaşlık değil. Bizim paramız dahil her şeyimiz ortaktır. Öyle bir dostluk.
Kasa kimde peki?
– İbrahim: Hepimizde. Hiçbir problem de yok. Bunları duyup da “Lafta öyledir ama arkada birbirlerini yiyorlardır” diye düşünen olabilir. Öyle olmadığını umarım zaman içerisinde herkese daha iyi anlatabiliriz.
Türk halkı olarak gülmeye aç mıyız sizce?
– İbrahim: Öyle bir açlık olduğunu düşünmüyorum. Bence Türkiye’de çok sağlam bir komedi anlayışı var. Komedi türündekiler en fazla gişe yapan filmler oluyor genelde. Ben bizim gülme ihtiyacımızdan ziyade gülmeyi sevdiğimizi düşünüyorum.
– Oğuzhan: Hayat zor ülkede.
– İbrahim: Bence dünyada da zor. Norveç’teki bir adamı çağır, “Ben mükemmelim” demez zaten. Bize göre bazı güzelliklere sahiptir ama onlara da hayat zordur. Hayat sadece maddiyattan ibaret değil ki. Bir sürü dram var hayatın içinde. O yüzden yaşamak zor iş.