Gelecek hafta başlayacak olan Münih Güvenlik Konferansı’nın başkanı Wolfgang Ischinger, “Türkiye ile ABD arasında tansiyonu düşürecek görüşmelerin yapılmasını umut ettiklerini” söyledi.
Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Wolfgang Ischinger, 16-18 Şubat tarihlerinde 54’üncüsü yapılacak konferansa Başbakan Binali Yıldırım’ın katılacağını açıkladı.
Wolfgang Ischinger başkent Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, gelecek hafta Almanya’nın Münih kentinde yapılacak konferansa ilişkin dikkat çekici bilgiler verdi.
Münih’e gelecek 21 ülkeden devlet ve hükümet başkanlarının isimlerini açıklarken ilk olarak Başbakan Binali Yıldırım’dan söz eden Ischinger, “Suriye’deki mevcut kriz, Suriye kaynaklı ABD -Türkiye gerilimi ve AB ile Türkiye arasında mülteci akını mutabakatı ışığında Binali Yıldırım’ın katılımı önem taşıyor ve katılımdan ötürü memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Deneyimli bir diplomat olan ve önemli başkentlerde büyükelçilik yapmış olan Ischinger, konferansı katılacak diğer önemli isimler arasında, İngiltere Başbakanı Theresa May, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Fransa Başbakanı Édouard Philippe, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, ABD Savunma Bakanı James Mattis ile Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster’ın da bulunduğunu söyledi.
“TÜRKİYE İLE GELİNEN NOKTA ÜZÜCÜ”
DW Türkçe’nin “Türkiye ile Rusya arasında stratejik işbirliği güçlenirken Türkiye’nin Batılı müttefikleri ile ilişkileri gerilimli süreçten geçiyor, hatta ABD ile Türk askerleri arasında Suriye’de bir çatışma ihtimali bile konuşuluyor. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu yanıtlayan Ischinger, “Bu denli derin görüş ayrılıklarına sürüklenilmiş olunması son derece üzüntü verici” dedi.
Türkiye’nin jeostratejik konumu itibariyle AB ve Almanya acısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Ischinger, “Bizim çıkarlarımız açısından olağanüstü boyutta olumsuz gelişmeler yaşanıyor” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye salt jeostratejik bakımdan bile Almanya ve Avrupa politikaları için vazgeçilemez ve yakın bir ortak.
Yakındoğu ve Ortadoğu’ya ilişkin stratejik politikalarımızı, Türkiye olmaksızın ya da Türkiye’ye karşı ya da Türkiye yokmuş gibi davranarak mı tanımlayacağız? Stratejik bakımdan, bu denli derin görüş ayrılıklarına sürüklenilmiş olunması son derece üzüntü verici. Ama iyi haber şu: Görünen o ki her iki taraf yumuşamaya gidilmesi iradesine sahip, istekli.”
Tarafların görüş ayrılıklarını giderme arayışında olmasının önem taşıdığının altını çizen Ischinger, “Başbakan Binali Yıldırım’ın Münih’e yangına körükle gitme amacıyla gelmediğini tahmin ediyorum. Münih’e Türkiye’nin politikalarını anlatmak, Türkiye’nin bazı kaygılarının anlaşılabilmesini sağlamaya çalışacağını düşünüyorum” dedi.
Konferans sırasında Binali Yıldırım ve kendisine eşlik eden heyetin, ABD tarafı ile görüşmesinin beklendiğini açıklayan Ischinger, “İki önemli NATO müttefikinin yollarını ayırdığı izlenimine karşı bir tavır niteliği taşıyabilecek görüşme yapılmasını umut ediyorum.
Çünkü iki önemli müttefik arasında bir yol ayrılığı tüm ittifak için kötü olur, stratejik bakımdan da büyük hata olur. Münih görüşmelerinin gerilimin biraz da olsa düşürülmesine katkı sağlayacağını umut ediyorum” görüşünü kaydetti.
Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Ischinger, Türkiye ile yakın ilişkilere ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi ve sözlerini şöyle tamamladı: “Pek çok Alman, Türkiye’deki politikalardan memnuniyet duymasa da iyi ilişkilere ihtiyacımız var.
Çin liderliğinin yaptıklarından da memnun değiliz, Putin’in Moskova’da yaptığı pek çok şeyden memnun değiliz. Ama yine de doğrusu ve reel politik açısından da gerekli olan tüm ortaklarla mümkün olduğu ölçüde, her iki tarafa da yararla ilişkiler yeniden inşa etmek.